KİTAP TANITIMLARIM 62.

“CİNSELLİK NEDİR” (What is Sex?) – Alenka Zupancic, Metis Y., 216 s., 1. Basım, 2018.

“Arzu, varlık ile eksik arasında bir ilişkidir”

Psikanalizin cinsellik kavramına felsefi bir yolculuk… Sloven yazarın, Lacancı olduğu aşikâr, zira üzerine farklı görüşler olan kitaba alıntılanmış tartışmalardan her defasında Lacan’ın fikirlerine katılıp onları savunuyor. Bu metinle mücadele ederken, felsefe (özellikle Ontoloji ve Epistemoloji) ve psikanalizin başlangıç noktalarından tatmin edici bir mesafe kat edilmesi gerektiği anlaşılıyor. Zira terminoloji bir yana, kitapta cinsellik topiği tartışılırken bu disiplinlerde konunun temelini kuran teori ve tartışmalardan yoksun olmak, metni okuma işini anlamaktan çok bir işi tamamlamaya götürebilir. Üstelik öyle bir durumda sıkıcı olabilecek bir işi.

Freud’un cinsellik konusundaki ilk teorilerinin, o dönem yol açtığı tepkilerle açılıyor kitap. Uygarlığın bastırmasıyla tabu haline getirilen ve çoğunlukça tüm diğer çerçevelerinden yalıtılıp seks eylemine indirgenmeye çalışılan cinsellik tam olarak nedir ve nasıl anlaşılmalıdır? Bilinçdışı izlekleri ve ontik-epistemolojik zeminde varlığın imleyenleri, hakikat-gerçeklik seviyeleri ve yaşam gelişimi-döngüsüyle iç içe geçen cinselliğe, psikanaliz gereğinden fazla mı atıf yapmıştır? Özellikle Freud bu konuda eleştirilmekte, ancak Lacan bu eleştirilerin birçoğuna yenilik-sistematiklik-açıklık getirmektedir. Psikanalize cinselliğe fazla atıfta bulunduğu ya da hiç önemsemediği için yapılan iki uç eleştirinin ortasından tutuyor yazar. Cinsiyet tanımlamaları, ilişki açmazları diğer bir tartışma konusunu oluşturuyor. Lacan’ın “Cinsel ilişki yoktur” gibi sansasyonel söylemleri açıklanıyor. Ontolojik olarak, varlık olarak varlık gözüyle, cinselliğin bir ideası var mıdır? Somut-ampirik ilişkilerin ucundan tutabilir miyiz? Söylem uzamına ilişkin kavramsal modeller tartışılıyor. Cinsellik ve psikanaliz, siyaset zemininde de irdeleniyor. “Antisexus”, “Milletlerin Zenginliği”, Marx dirsek teması noktaları… Nesne a, Öteki gibi Lacan’ın temel parametreleri de burada elbet.

Cinsellikle ilgili bir kitapta olmazsa olmaz konulardan birisi de tabii ki biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet ayrıksılığı. Cinsel farkı belirleyen ve genelleyen yapılar, feminizm, kastrasyon, Lacan’ın sembolleri, arzu-fallus… Psikanalizin çokanlamlılığı… Anlam… “Kadın yoktur!”… Psikanalitik yönden cinsiyetlenme… Daha sonra ise gerçek ve hakikat… Bolca Zizek… Biraz Badiou… En ilgimi çeken kısımlardan birisi ise doğal olarak Eros ve Thanatos… Freud’un ikiye indirgediği dürtüler... Cinsellik ve ölüm… Lacan ise bunu 1’e indirgeyecektir. Tüm dürtüler ölüm dürtüsüdür. Cinsellik de onun tam merkezindedir! Sonra ise Lacan ve Deleuze arasındaki ölüm dürtüsü karşılaştırması geliyor. Ve sonra Lacan ve Badiou… Varlık, olay ve sonuçları…

Varılan sonuç, cinselliğin bilinçdışıyla bağlantı halinde ontoloji ile epistemoloji arasında bir kısa devre olduğu. Varlığın imleyen yapısında eksik olan şey sebebiyle, bir bilgi biçimi olarak bilinçdışı ile varlığın cinsellikte söz konusu olan ve cinsellikle bulaşan imkânsızlığı arasında bir ilişki olduğu.

Eksik… Cinselliğin merkezinde yatıyor…


SEÇTİĞİM ALINTI:

“Cinsel olan doğru dürüst tarif edilip sınırları belirlenecek bir ilke değildir; bu sınırlandırmanın imkânsız oluşunun ta kendisidir. Biyolojik, organik ihtiyaç ve isteklerden büsbütün ayrılması mümkün olmadığı gibi (zira onların sahasında doğar, onların içinde yola çıkar) öylece bu ihtiyaç ve işlevlere indirgenmesi de mümkün değildir. Cinsel olan, insan yaşamının ayrı bir ilkesi veya bölgesi değildir; insan yaşamının tüm bölgelerinde barınabilmesi de bundandır. Nihayetinde yaşamın bünyevi çelişkisinden başka bir şey değildir ki bu durumda yaşam da aşikârlığını kaybeder.”

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER