KİTAP TANITIMLARIM 154.

“YÜREK BURGUSU” (The Turn of the Screw) – Henry James, İthaki Y., 144 s., 2. Baskı, 2019.

 

Değerli kitapsever ve sadık dostlarım. Bu tanıtımım, en çok okuduğum ve hâkim olduğum tarz olan klasik gotik korku kategorisinde yine. Bly Malikânesine hoş geldiniz. Umuyorum sizlerin de ilgisini çekecek, okuduysanız bana birlikte üzerine konuşma, beyin fırtınası yapma şansını yakalama fırsatı verecek (şu ana kadar pek olmasa da…) ya da okumadıysanız sizi okumaya teşvik edebilecektir yazım. Zaten başka amacı yok bunca vakit harcayıp tanıtımlar yazmamın. Naçizane…

Uzun zamandır okunacaklar listemde yer alan (o liste zaten hiç azalmıyor, öldüğümde yarım kalacak) meşhur bir hayalet öyküsü bu kitap. Dilimizde birkaç farklı yayınevi tarafından basıldı ama ben İthaki’nin “Karanlık Kitaplık” serisinden edindim. Genel konsept olarak her kitapta yaptıkları gibi bunda da güzel bir kapak tasarımına imza atmışlar. Çeviri de bir o kadar güzel. Henry James ABD’li olmasına rağmen İngiliz romantikleri gibi bir dil kullanıyor. Bu üslubu seviyorum. Bazen kurgusu güzel kitapları tanıtırken dili çok beğenmediğimi, edebi bir dil konusunda eksiklikler olduğunu söylerim. Bu kitabın dili, dünya klasiklerinden birisini okuduğunuzu hissettiriyor size. Uzun, romantik ve karanlık cümleler… Hikâyenin kurgusu ve atmosferi de oldukça karanlık zaten. Ben biraz atmosfer insanıyım. O yüzden eseri çok beğendim. Açıklayalım.

19. Asır hayalet öyküleri içinde önemli bir yeri olan bu kısa romanın başında birbirlerine korku hikâyeleri anlatan birkaç şahsın, elindeki bir defterden geçmişte yaşanan bir olayı aktaracağını okuyoruz. Sözle anlatılan olayların yazıya geçirilmiş halidir defter. Hikâye de bu defterde yazılanlardan oluşmakta. Genç bir mürebbiye kadının yaşadıkları anlatılıyor birinci ağızdan. Taşrada büyük bir yapı olan Bly Malikânesinde iki çocuğa bakıcı olarak işe giren anlatıcı Bayan Giddens, orada tekinsiz birtakım deneyimlere maruz kalacaktır. Durağan ilerleyen, ürkütücü bazı sahnelerin kilit olarak aralara serpiştirildiği kitap, gotik geleneğin tekinsiz mekân anlatılarına bir örnek oluştursa da hayaletler içeride değil dışarıdadır. Dış mekânda görülür, hareketsiz durur, gözetlerler.

!!!!!!!!DİKKAT! SPOILER BAŞLANGICI!!!!!!!!

Ailesini kaybeden iki çocuğa amcaları bakmak zorunda kalmıştır. Ancak o da sorumluluktan kaçan, Londra’da yaşayan bir iş adamıdır ve çocuk bakma işini kendisinin pek uğramadığı Bly Malikânesindeki evdeki personele devretmiştir. Hizmetli, uşak, bahçıvan, mürebbiye gibi… Bayan Giddens mürebbiye olarak işe girerek malikâneye gider. Yatılı okuldan atılan erkek çocuğu Miles ve küçük kızkardeşi Flora’ya bakıcılık yapmaya başlar. Hizmetli Bayan Grose ile beraber hikâyenin içinde bu dördü bulunur. Giddens, başlarda İngiliz gotik kadın yazarlardan Ann Radcliff’in “Udolf Kalesi”ni okuduğundan bahsediyor, çocukları çok sevdiğini de biliyoruz. Hakkında öğrendiklerimiz bu kadar. Doğaüstü kurguya meraklı olduğunun ve koruyucu-kollayıcı bir yapıya sahip olduğunun mesajıdır bunlar. Flora ve Miles oyun oynamayı, gizemli davranmayı seven çocuklardır. Özellikle Miles, insanları korkutmayı sever. Okuldan da bu yüzden atılmıştır. Müstehcen konuştuğu ve diğer arkadaşlarını korkuttuğu için. Giddens, dış ortamlarda kule tepesinde, havuz kenarında, ağaçların içinde vs. bir erkek silüeti görmeye başlar. Onlardan başka kimsenin olup olmadığını öğrenmeye çalışır hizmetli Bayan Grose’dan. Daha sonra bu gördüğü figürler bir kadının da eklenmesiyle ikiye çıkacak, bazen bunları pencerenin önünde içeriyi gözetlerken görecektir. Grose’la sohbetinden bu hayaletlerin geçmişte o malikânede yaşayan, aralarında bir ilişki olan, arzularını uluorta göstermekten çekinmeyen, şeytani kişilikler olarak tanımlanabilecek eski mürebbiye ile uşak olduğunu öğrenir, amaçlarının çocukları ele geçirmek olduğunu düşünür. Hatta çocukların tuhaf tavırlarından, onların da bu işin içinde oldukları, olanları gizlediklerini düşünür. Uşak ve eski mürebbiye artık hayatta değildir tabi. Bayan Grose, okuyucunun geçmişte yaşananları öğrenmesi için kilit bir karakterdir, aşama aşama anlatır olanları Giddens’a. Kendisi de endişeli görünür ama bir yandan mantığı da elden bırakmaz. Hayaletlerin gerçek mi yoksa Giddens’ın sanrıları mı olduğuna emin değildir.  Zaten biz okuyucu da emin olmayız. Hikâyenin güzelliklerinden birisi bu muğlaklık.

!!!!!!!! SPOILER SONU!!!!!!!!

Tekinsiz, karanlık bir atmosferle, taşra ortamında güzel bir hayalet romanı. Paranoyak bir zihnin ürünü mü yoksa gerçek mi hayaletler, bu muğlaklığı okuyucunun sorgulayacağı ortada. Zaten anlatılanların çoğu Bayan Giddens’ın düşüncelerinden, kafasının içinde yaşananlardan oluşuyor.1961 yapımı “The Innocents” (Masumlar) adlı filmi var romanın. Biraz farklılıklar içerse de aslına sadık, çok iyi bir film. Filme yerleştirilen şarkı da atmosferi harika destekliyor ve melodisi sürekli kafanızda dönüyor. Ben pek takip etmiyorum ama sanırım şu sıralar Bly Malikenesi diye bir dizi de varmış. Kitabın uyarlaması mı bilmiyorum. Sonuç olarak edebi bir dil, durağan ama tekinsiz bir atmosfer seven tüm klasik gotik korku fanlarının okuması gerektiğini düşünüyorum. Tanıtımlarımı okuyan herkese de sevgilerimi yolluyorum.

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER