KİTAP TANITIMLARIM 141.

“KABUS” – Bram Stoker, Kum Saati Y., 160 s., 2012.

 

Sevdiğim yazarların kitaplarını görünce alıyorum. Korku başyapıtı “Dracula”nın yazarı Bram Stoker’ın ismini görüp aldığım bu kitap ise aslında 8 yazar ve 10 öyküden oluşan bir derleme. Yani Bram Stoker’a ait tek öykü barındırıyor; o da kitaba adını veren “Kâbus”…

Yazarlar hem klasik korku edebiyatçıları, hem de yirminci yüzyıl yazarlarından karma. Dolayısıyla dil, üslup, senaryo, tema vs. konusunda farklar barındırıyorlar. İyi, orta ve vasat öykülerden bir derleme diye düşünüyorum. Liste şu şekilde:

“Ve Bir Ve İki Ve Üç” – Anonim

“Anlatılmamış En Eski Hikâye” – Romain Gary

“Yerde Yatan” – L.F.

“Kalp İçin Kalp” – Ron Holmes

“Unutulmayan”, “Putz Ölür” – Septimus Dale

“Kâbus” – Bram Stoker

“Parti Oyunları” – John Burke

“Belirsiz Kamera” – Basil Cooper

“Bay Justice, Harbottle” – Sheridan Le Fanu

Daha önce Sheridan Le Fanu öykülerini yazarken yukarıdakilerden 3 tanesini tanıtmıştım: Vahşi hayvan görünümlü bir varlığın işlediği seri cinayetlerin izini süren “Ve Bir Ve İki Ve Üç”; tüm şehri, optik bir takım organize sistemle gören bir kameranın aslında zamanda yolculuk yaptırdığı, öyküdeki karakterin bir intikamın kurbanı olduğu bilimkurgu-gerilim tarzındaki “Belirsiz Kamera” ve idama mahkûm edilen bir yargıcın hikâyesini anlatan hayalet öyküsü “Bay Justice, Harbottle”…

Kitaptaki en iyi öykü olan Fransız yazar Romain Gary’den (takma adı Emile Ajar) “Anlatılmamış En Eski Hikâye”, realist tarzda bir psikolojik gizem öyküsüdür. Nazi zulmünü odağına almaktadır. Belki de gerçek bir korku öyküsüdür… Dünya tarihinde en büyük korkuyu salan o baskı yok olduğunda bile bilinç normale dönmez belki de… Kesinlikle muhteşem bir öykü. Şiddet, tüm o fiziksel tahribatı ardında bıraktığında ve yok olduğunda dahi nasıl algıların bozulduğuna dair…

Bram Stoker’ın “Kabus”unu okuyunca aklıma Kenan Hulusi Koray’ın “Kıllı Maymun”u geldi. Zira aşırı benzerlik taşıyor. Koray’ın Stoker’dan etkilendiğini düşünüyorum. İnsana en çok benzeyen yaşayan tür olan maymun cinsini sevmekle ilgili. Biraz fazla sevmekle… Aşırı sevmekle... Bu aşkı taşıyan yine bir kadındır, Koray’ın öyküsündeki gibi… Hayvan sevgisi, türler arası bir tutkuya dönüşür.

Kalan öyküler beden korkusu (body horror) tarzındadır. Modern öykülerdir. Kan-revan-şiddet-cinayet sahneleri göz önündedir. Septimus Dale, işkence-ölüm sahneleri yaratırken finali beklenmedik olayla değil ama beklenen olayı beklenmedik şekilde bitirir kısacık öykülerinde. John Burke’nin “Parti Oyunları”nda mutlu ve kalabalık bir parti ortamı dehşetle sonuçlanır. Dehşeti yaratanlar ise neşeli çocuklardır. Orta karar öyküler… Diğerleri ise vasat. Özellikle kim olduğuna dair hiçbir fikrim olmayan ve araştırıp bulamadığım L.F.’nin 2 sayfalık öyküsü bir şaka olmalı. Sarkastikliğine lafım yok da seviyesi bir ilkokul öğrencisi yazmış gibi…

Yalnızca Romain Gary’nin öyküsü çok iyi ve diğerleriyle alakası yok. Geri kalan öyküler orta ve vasat bana göre. Korku fanlarına şiddetle önereceğim bir kitap değil.

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER