KİTAP TANITIMLARIM 87.

“HİYEROGLİF MASALLAR” (Hieroglyphic Tales) – Horace Walpole, Alakarga Y., 69 s., 1. Baskı, 2012.


“Bunlar, tamamen şahsi eğlence için yazılmış tuhaf ıvır zıvırlardır.”

 

Sıradaki tanıtacağım bu kitap, yine birkaç yüz yıl önce ve yine batıda yazılmış. Sanırsınız 1981-Sivrihisar değil de 1781-Londra doğumluyum. Şu dönemlere olan takıntım bir başka. İngiliz yazarın daha önce, gotik edebiyatın ilk eseri olarak kabul edilen “Otranto Şatosu”nu tanıtmıştım. Bu kısa kitap ise daha farklı bir tarzda. Zamanında sadece 6 adet basılmış. Evet, yanlış yazmadım. Altı!

Liberal politikacı, Orford 4. Kontu ve edebiyatçı Sir Horatio Walpole, 1717 doğumlu. 6 masaldan oluşuyor kitap. (6 masal, 6 kopya; bir tane daha 6 bulursam işi başka yere çekeceğim 😊). Bu masallar tamamen absürt, sürreal ve alegorik. Yazar, bunu tamamen şahsi eğlence için yazdığını söylüyor son sözde. Ancak, İngilizcenin ilk sürreal metni olarak kabul ediliyormuş kitap. Buradaki gerçeküstücülük bilinç akışıyla yapılan, sanatsal kaygılar taşıyan bir yapıda değil. Tamamen alegorik ve tuhaf. Yazar, içinde bulunduğu zamanın tarzlarına bir nevi eleştirel bir başkaldırı yapıyor aslında. Dönemin popüler yazınından memnun olmasa gerek. Önsözde dahi bu kitabı yücelterek, abartarak ironiye başlıyor. Örneğin şöyle diyor:

 “Dünyaya sunduğum bu çok değerli armağan, meselenin ciddiliği, mantığın sağlamlığı ve birbiri ardına gelen sayfaların içerdiği derin anlamdan ötürü kimsenin hoşuna gitmeyebilir.”

Oysa durum bunun tam tersi. Hiç doğmamış büyük kızını ölü bir prensle evlendirmeye çalışan kral, bacaya oturup yellenerek binlerce şeytanı öldüren bir fil, şeftali sanılıp brendiyle içilen bardaktaki çocuk, kimsenin ne gömülü olduğu ne de gömüleceği bir mezar… Fizik ve mantığın tamamen yerle bir edildiği masallar anlayacağınız. Son masal biraz farklı sadece. Benim gibi köpek sevenler sevecektir. İki köpeğin aşkı desem yeter. Masalların kendileri de bolca ironi taşıyor. Yaklaşık 10’ar sayfa uzunluğundaki masallar, klasik eserlere-masallara gönderme yapıyor. (Ne çok “masal” dedim). İsimlerine bakmanız bir fikir verecektir:

Yeni bir bin bir gece masalı

Kral ve üç kızı

Zar fincanı, bir peri masalı

Brendideki şeftali, Bir miledh masalı

Mi li. Bir Çin peri masalı

Gerçek bir aşk hikâyesi

Çoğunun doğu coğrafyasıyla alakalı olduğu da ortada. Gerçi bir tanesi İrlanda. Yazarın, yerellikle ve söylencelerle bir derdi var mı bilemiyorum. Neyse, sonuç olarak absürt ve sürreal bir şeyler okumak isterseniz bir çırpıda okuyabileceğiniz, eğlenceli bir metin. Bu arada şu an Laputa Kitap da basmış bu kitabı. Ben, elimdekini tanıttım.

SEÇTİĞİM ALINTI:

“Eski zamanlarda, üç kızı olan bir kral vardı. Yani üç kızı olurdu, eğer bir taneye daha sahip olsaydı. Fakat her nedense en büyük kızı hiç doğmamıştı. Çok güzel, bir hayli zeki ve devrin tüm yazarlarının da doğruladığı gibi Fransızcayı kusursuz konuşan bir kızdı. Hal böyleyken hiç kimse, kız hiçbir zaman var olmamış gibi görünmezdi. Kral, önce en büyük kızının evlenmesi konusunda kararlıydı. Ve böyle bir kız olmadığı için ona uygun koca bulmak da çok zordu…”

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER