KİTAP TANITIMLARIM 70.

“FANFARLO” – Charles Baudelaire, Sözcükler Y., 288 s., 1. Basım, 2015.

“Duygularımız gerçekten samimi midir? Kim tam olarak ne istediğini bilebilir ve kim kalbinin barometresini doğru okuyabilir?”

Şiirde yeni bir hissetme biçimi yaratmış melankolik ve yalnız üstat Baudelaire’in 1847’de kaleme aldığı tek kısa roman(cık)ı… Kitabın sol sayfalarında orijinali (Fransızca) yer alırken sağ sayfalarda çevirisi bulunuyor. Bu şekilde baskılar genelde şiir kitaplarında oluyor, ilk kez bir düzyazıda denk geldim. Hoş, tek kelime bile Fransızca bilmem ama bilenler için güzel bir hareket olmuş.

Bu kitap her ne kadar bir novella olsa da, şiire daha yakın bir yerde duruyor. Zira olay örgüsünden ziyade betimlemeler ve duygulanımlarla yoğrulmuş şairane bir edebi dille oluşturulmuş durumda. Yazarın (şairin demeli daha doğrusu) betimlemeleri oldukça yoğun, detaylı ve sanatsal. Tema, aşk ve bir aşk üçgeni (hayır, aslında dörtgeni) söz konusu. Kitabın kahramanı ya da karşı-kahramanı olan, anaç ve saygın Madame de Cosmelly'ye duyduğu arzu ile kitaba adını veren erotik oyuncu-dansçı arasında bocalayan Samuel Cramer, yazarın kendisi olarak değerlendiriliyor edebiyat çevrelerince. Baudelaire’in bir süre aşk yaşadığı Jeanne Duval ile arasında olan ilişkiyi anlattığı söyleniyor. Yazar, lüks düşkünü olan bu kadına istediği hayatı veremeyince her ikisi de büyük acılar çekmiş. Samuel, Duval’in problemini dinledikten sonra onun için kendine has bir çözüm bulur. Bu çözüm, yakışıksız bir çözümdür ve bu saflığı sadece şairler gösterebilir. Bu çözüm sayesinde Fanfarlo ile tanışır ve ardından 4 insan arasında ilişkiler başka bir boyuta geçer. Ama Samuel en sonda yine kendisi olarak kalır.

Kitapta aralara serpiştirilmiş, 30’dan fazla yazar, sanatçı ve mitolojik terimlere atıf da var. Bu da eserin edebiliğini perçinliyor.

Romantizm ve şiir sevenlerin kitabı ilgiyle okuyacağını düşünüyorum. Leziz bir edebi dilin verdiği hazzı sizlerin de benimle birlikte yaşamanız dileğimle.  

 

SEÇTİĞİM ALINTI:

“Bu dört karakter arasında oynanan dramın bir tür perde arası olan bu hikâyenin oldukça komik bir ayrıntısı, Samuel’in iki şiiri karıştırmasıydı. Söz konusu şey şiir olduğunda, Samuel iflah edilemezdi. Biri, mistik bir biçimde Beatrix’e* benzer güzelliğini, sesini, gözlerinin meleksi saflığını, iffetli davranışlarını vb. övdüğü Bayan Cosmelly için yazdığı şiir; öteki ise, bir fahişenin bile kanını kaynatabilecek aşk sözcükleri fısıldadığı, Fanfarlo için yazdığı şiir. Genç yaşlarda bile bu Endülüs saçmalıklarından** daha iyilerini yazmıştı. Birinci şiir, bu saçmalıklara bir göz attıktan sonra çöpe gönderen kadının evine gitmişti; öteki ise, okuyunca önce şaşkınlıktan gözleri fal taşı gibi açılan, sonra, çektiği acılara karşın, tıpkı mutlu günlerindeki gibi kahkahalara boğulmaktan kendini alamayan terk edilmiş, zavallı kadına.”

*      Beatrix: Dante’nin “İlahi Komedya” yapıtının önemli bir kadın kahramanı, melek.

** Endülüslükler: Baudelaire, romantik şairlerin egzotik şeyler karşısındaki hayranlıklarını ifade etmek için bu sözcüğü kullanıyor.

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER