KİTAP TANITIMLARIM 155-157.

 Alvin Schwartz, İthaki Y., 1. Baskı, 2021

1. “KARANLIKTA ANLATILACAK KORKUNÇ ÖYKÜLER” (Scary Stories 1: Scary Stories to Tell in the Dark), 85 s.

 

2. “KARANLIKTA ANLATILACAK BAMBAŞKA KORKUNÇ ÖYKÜLER” (Scary Stories 2: More Scary Stories to Tell in the Dark), 80 s.

 

3. “TÜYLERİNİZİ ÜRPERTECEK YEPYENİ ÖYKÜLER” (Scary Stories 3: More Tales to Chill Your Bones), 87 s.

 

“Seninle yürümemin bir sakıncası var mı?’ diye sordu. ‘Gece mezarlıktan geçmek beni korkutuyor da.’ ‘Ne demek istediğini anlıyorum,’ dedi diğer kız. ‘Yaşarken ben de böyle hissederdim.”

 

Halkbilimci yazar Alvin Schwartz, yüzlerce yıldır dilden dile dolaşarak anlatılan, farklı yerlerde farklı versiyonları bulunan korku anlatılarını derlemiş bu 3 kısa kitapta. Aslında tek kitap da olabilirmiş. 1-3 sayfa uzunluğundaki anlatıları öykü olarak değerlendirmek pek doğru olmaz. Zira edebi bir kurgu değil; bunlar insanların birbirini korkutmak için anlattığı kısa anekdotlar aslında. Bir kısmını mutlaka siz de duymuşsunuzdur. Mesela ben çocukken köyde ninemin anlattığı bir hikâyeyi bu kitapta Amerika’da bir yerlerde anlatılırken okuyunca şaşırdım. Söylencelerin dilden dile yayılması muazzam gerçekten. Zaten temeli aynı olan, detayları değişen hikâyeler de var.

Arkadaşlarımızda bazen karanlık bir yerde kampta ya da elektriklerin gittiği karanlık bir evde birbirimizi korkutacak hikâyeler anlatırız, hatta bir arkadaşımızın yaşadığı, hatta ve hatta bizzat yaşadığımız akla mantığa sığmayacak korkutucu deneyimler anlatırız. Şahsen ben epey dinledim (hiç yaşamasam da). Bu kitapta derlenen anlatılar bunlardan oluşuyor. Bazıları sonunda ses yükseltip arkadaşımızın üzerine atılarak refleks olarak korkutmaya yönelikken, bazıları bir şiir, bazıları kısa öykü gibi. Kimi korkuturken, kimi güldürüyor hatta. Yazar zaten kategorilere ayırmış hikâyeleri. Yalnız bazılarını kendi yeniden oluşturarak, kurgulayarak anlatmış, onlar biraz yazılmış öykü formatına göz kırpıyor. 3-4 sayfalık olan böyleleri, özellikle son kitapta var. En uzunları bu kadar zaten, bazıları tek paragraf kadar kısa. O yüzden hızlıca okunabiliyor kitaplar.

İçerikte neler mi var? Hayaletler, kötü ruhlar, yürüyen ölüler, vampirler, cadılar, lanetli evler, katiller, deliler, canlanan cansız nesneler, hayvana dönüşen insanlar vs. Ayrıca yazarın önsözleri, kitapların sonlarında öykülerin her birinin nereden alındığı ve onlara dair açıklamalar ile bibliyografya yer alıyor. Özellikle öykülere dair açıklamaları öykülerle paralel okumak istiyor insan. O yüzden iki ayraç kullanarak bir öykü, bir açıklama okuyarak ilerledim. İthaki’nin kapak tasarımları da ayrıca yine güzel olmuş. Epeydir çıkamadım zaten “Karanlık Kitaplık” serisinden.

“Mezarın Üstünde Duran Kız” adlı öyküyü çocukken ninem bana anlatırdı. Orada kız yerine yetişkin bir erkek yer alıyordu ama hikâye aynı. İnsanları aşağı çektiği söylenen bir mezara gece gitme iddiası ve bu iddiayı kanıtlamak için verilen bir bıçağın mezara saplanması, böylece oraya gitmiş olduğunun kanıtlanacağı ama rüzgârlı gecede bıçak mezara saplanırken fark etmeden kıyafeti de mezara bıçakla birlikte saplamak, geri dönüp giderken de mezardan çekiliyor sanılarak korkudan ölmek… Sabah, mezara bıçak saplanmış mı diye gelenlerin cesedi bulması, inceleyerek olayı anlaması… Hatta bu hikâye “Alacakaranlık Kuşağı” (1959-1965) dizisinin bir bölümünde de işlenmişti ama ismini hatırlayamayacağım şu an. Bunun dışında taşrada yalnız başına doğururken ölen bir kadının bebeğinin bulunamaması, etraftaki kurt ayak izlerinden yola çıkılarak bebeği kurtların yemiş olduğunun düşünülmesi, yıllar sonra etrafta kurt sürüleriyle koşan çıplak bir kız çocuğunun görülmesi ama yalnızca görünüşünün insana benzemesini anlatan öykü çok iyiydi. Yakalanan kız, uluyarak çağırdığı kurtlar tarafından tekrar kurtarılıyor. Hasta annesini otel odasında bırakıp nadir bulunan bir ilacı almak için şehrin diğer ucuna gidip geri dönen kadını kimsenin hatırlamadığı, tanımadığı ve annesini de bulamadığı hikâye de ayrıca enteresandı. Bunlar dışında; selektör yaparak arka koltukta bir tehlike olduğunu önündeki arabanın sürücüsüne anlatmaya çalışan kamyon şoförü, parmakları kanayan hayalet, çalınan organlarını arayan ölüler, her gece bacasından aşağı kesik kafa düşen lanetli ev, insan eti satan kasap, tuhaf mavi ışık yayan hayalet gemi, bir gemiye gökten düşen bir adam, saklambaç oyununda yanlışlıkla bir sandıkta kilitli kalan ve yıllar sonra cesedi bulunan kız, canlanan korkuluk, bir eve musallat olan poltergeist, otostop çeken bir hayalet, falcıda en sevdiği atının kendi ölümüne neden olacağını öğrenen at yetiştiricisi, Meksika’da yolda bulunup köpek zannedilerek evde beslenen kuduz devasa bir lağım faresi, trende yerinden kımıldamadan kitap okuyan bir hayalet kadın diğer aklıma gelen ve ilgimi çekenler. Gerisi için kitaplara buyurun.

Sonuç olarak korku anlatılarını, kökenlerini seven ve merak edenlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum kitapların. Üstelik çoğu, gerçekten yaşandığı iddia edilen öyküler.

 

SIRADAKİ SEN OLABİLİRSİN…

Cenaze arabası geçerken düşündün mü hiç,

Sıradaki ölecek kişinin sen olabileceğini?

Seni büyük beyaz bir çarşafa sararlar

Başından ayaklarına kadar.

Solucanlar sürünerek girer, sürünerek çıkar

Midene girer ve burnundan çıkar

Gözlerin düşer ve dişlerin çürür,

İşte bu mükemmel bir günün sonudur.

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER