KİTAP TANITIMLARIM 40.

 

“SİYAH: Bir Rengin Tarihi” (Histoire d’une coileur) – Michel Pastoureau, Sel Y., 220 s., 1. Baskı, 2016.

“Başlangıçta sadece siyah vardı…”

Karanlık ruhlu bir insan olarak, kitabın ismini görünce merak edip almıştım. Siyah, özel bir yere sahip hayatımda biliyorsunuz. Fransız yazar, bir profesör ve ortaçağ tarihçisi olduğu gibi aynı zamanda renk, görüntü, sembol ve arma uzmanı. Kitapta büyük bir işe soyunmuş ve siyah rengin tarihini kronolojik olarak; birçok alana değinerek yazmış. Elbette sadece siyahtan değil, diğer renklerden de bahsediyor.

Kitabı Mukaddes’in giriş cümleleriyle başlıyor kitap. Işıktan önce karanlık vardı. Karanlık mitolojilerle devam ediyor. Nyks, Nemesis gibi siyahla ve geceyle bağlantılı mitolojik karakterler üzerinden karanlık hikâyelere tanık oluyoruz. Antik Çağ’dan başlayarak tarih akışı içerisinden siyaha verilen anlamlar işleniyor. Eskiden 2 tane siyah varmış mesela: eski İngilizcede Swart (donuk mat siyah) ve blaek (ışıltılı parlak siyah). Gecenin, karanlıkların ve ölümün rengiymiş siyah. Uzun yıllar boyunca beyazın zıttının kırmızı olarak kabul edildiğini biliyor muydunuz? Siyah hayvanlar ve onlara verilen anlamlar da ilginç bölümlerden birisi… Şeytan ve imgeleri diğer bir başlık. Şeytan’ın daha çok kırmızı ile tasvir edildiğini biliyor muydunuz peki? Elbette siyah hep bu karanlık ve tekinsiz şeylerle özdeşleştirilmedi. Dini de bir renkti aynı zamanda. Keşişler, rahipler, rahibelerin giydiği siyah kıyafetler ve siyahın dinsel anlamları kitaptaki diğer bölüm. Bir diğer topik de armalar, şövalyeler. Kara şövalye konusu ilginçti. Elbette moda, kılık kıyafet konusu, deriler de diğer konular. Siyahın anlatıldığı alanlar bu kadar da değil. Boya sektörü, resim, fotoğraf ve sinemada siyahın izini sürüyoruz kitapta. Dahası, siyah tenli insanlar ve onlara verilen anlamlar, kölelik düzeni vb. den de bahsediliyor.

Peki, siyah renk midir? Newton, ışığı prizmadan yansıtıp renklere ayırarak beyazın aslında tüm renklerin birleşimi, siyahın ise tüm ışığı yutması olduğunu kanıtlayana kadar renk olarak kabul ediliyormuş. Kitap renklerin biliminden de bahsediyor. Eskiden kabul edilen renk skalaları, zıt renkler, renk çemberi vb. zaman içinde değişikliğe uğramış.

Asaletin, soyluluğun, prenslerin ve aristokratların da rengi olmuş siyah. Mürekkep ve kâğıt, gravürler, motifler anlatılarak devam ediliyor. Veba salgını sonrası dünyada melankoli, umutsuzluk ve acının simgesi de olmuş siyah. Benim en sevdiğim bölüm ise elbette romantik ve fantastik edebiyatın anlatıldığı bölüm oldu. Poe, Novalis, Shelley, Byron ve daha niceleri… Yazar bununla da yetinmeyip kömür, petrol ve madencilikten, sanayi devrimi döneminden de bahsediyor. Son olarak ise modern dünyaya geliyoruz. Artık siyaha verilen anlamlar çok fazla. Anarşizm ve rock kültürüne de değiniyor elbette yazar. Yakın döneme kadar insanların iç çamaşırda sadece beyazı tercih ettiği ilginç bir bilgiydi benim için. Bir de bir zamanlar cenazelerde yas rengi olarak beyazın, kırmızının ve morun kullanılması…  Pierre Soulages adlı ressama bakmanızı öneririm bir de. Sadece siyahla resimler yapıyor, gerçekten ilginç.

Elbette kısaca özetledim, daha çok detay var. Bu kitap tanıtımımın da sonuna geldim. Okuyan herkese teşekkürler. Sonuç olarak konu ilginizi çekiyorsa keyifle okuyacağınız bir kitap.

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER