Kayıtlar

Mayıs, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
  KİTAP TANITIMLARIM 96. “İNSAN NEDİR?” (What is Man?)- Mark Twain, Dedalus Y. , 12. Baskı, 2020. “İnsanın tek dürtüsü, kendi onayını güvenceye almaktır.” “Tom Sawyer”, “Huckleberry Finn” gibi macera kitaplarından tanıdığımız Amerikalı yazar Mark Twain, bu kitabında ise felsefeye el atıyor. Felsefenin en önemli sorusu nedir diye sorsak her filozof aynı cevabı vermez. Descartes “Şüphe götürmeyecek kesin bilgi nedir?”, Spinoza “Mutluluk nedir ve nasıl daha iyi yaşarız?”, Albert Camus “Hayat yaşamaya değer mi?” diye sorar. Yönetmen Bergman ise en önemli felsefi meselenin iki insan arasındaki iletişim olduğunu söyler. Bu kitap iki insan arasındaki bir diyalog şeklinde yazılmış. Yani, Platon’un kitapları tarzında, Sokratik bir diyalog. Yaşlı adam ve genç adam arasında geçer tartışma ve birkaç güne yayılır. Yazar, bu karakterlerin isimlerini belirtmez. Sanırım, yaşlı-genç ifadesini tecrübe ve birikimi vurgulamak için kullanır. Sokrates’in Atina’da dolaşıp önüne gelenlere yaptığı
Resim
  KİTAP TANITIMLARIM 95. “SPINOZA’NIN TAO’SU”- Moris Fransez, Kabalcı Y., 367 s., 1. Basım, 2012.   “Lao Tse ve Buda gibi, yolunun doruğa ulaştığını söyleyen, sayısız büyük Ustadan bir tanesi de ‘Kutlu’ (Baruh) Spinoza’dır. Bunlardan hepsi de doruğu aynı biçimde betimlediklerine göre, hepsinin de doruk hakkında bilgi sahibi olduğu anlaşılıyor. Ama bütün bunlardan sadece bir tanesinin bilgisinin kulaktan dolma olmadığından kesinlikle emin olabiliriz, o da yolunun doğru yol olduğunu, aklın yöntemleri ile bize tanıtlamak zahmetine katlanmış olan, Baruh Spinoza’dır.”   Kitaplar birbirinin kapısını açıyor. Ursula’yı anlamak için Taoizm okuyayım derken buralara geldim. Uzayıp giden okunacak kitaplar listeme yetişmem zor görünüyor. Öldüğümde kim bilir kaç tanesi okunmadan kalacak… Kitabın orijinal ismini bulmaya çalışıyordum. Çevirmen de yazmıyordu üstelik kitapta. Meğer yazar yerliymiş, dilimizde yazmış kitabı. Aikido hocası ve tüccarmış üstelik. Yahudi yazar, Şalom adlı gaze
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 94. “RÜYANIN ÖTE YAKASI” (The Lathe of Heaven)- Ursula K. Le Guin, Metis Y., 216 s., 5. Basım, 2018.   “Akıntılarla taşınan, dalgaların elinde oradan oraya savrulan, okyanusun olanca gücüyle akıllara durgunluk veren mesafelere çekilmiş denizanası, gelgitin dipsiz kuyusunda sürüklenir… Her şeyiyle denizin sürüklenmesinden olma bu yaratık, gün ışığının kupkuru kumlarında ne yapar? Ya akıl ne yapar her sabah uyandığında?”   Ortasını kesip başı ve sonunu bıraksam da kitap yukarıdaki çarpıcı paragrafla açılıyor. Daha bu ilk paragraftan sonra kitabı kapatıp bir süre düşünmeme neden oldu. Gerçekliğin, aklın doğasına aykırı olduğu, düşlerimizin akla daha doğal bir ortam oluşturduğu sonucunu çıkardım. Nitekim bu çıkarımla bağdaşacak bir ana fikre sahip roman başlıyor hemen bir sonraki paragrafta. Tek cümleyle bu kitabın tarzını tanımlamamı isteseler “ütopya yaratılmaya çalışılan distopyalar silsilesi” derdim. Bu tanımlamayı da oldukça beğendim hatta. Rüyaların