KİTAP TANITIMLARIM 159.

“YASA KİTABI ve YALANLAR KİTABI” (The Book of the Law and the Book of Lies) – Aleister Crowley, İthaki Y., 263 s., 1. Baskı, 2019.

 

“İraden neyse onu kıl olmalı Yasa’nın tümü.” (Do what thou wilt shall be the whole of the law.)

 

“Bu kitabın incelenmesi yasaktır. İlk okumadan sonra bu nüshanın yok edilmesi bilgece olur. Bunu duymazdan gelen, riske ve tehlikeye atılmayı göze almış demektir. Bu risk ve tehlikeler çok vahimdir.” diyor Crowley, Liber Al Vel Legis olarak da bilinen Yasa Kitabı’nın sonunda. Bakalım başıma neler gelecek. İncelemeye başlayalım…

İthaki Yayınları, Karanlık Kitaplık serisinden genellikle öykü-roman yayımlanıyor ama bu kitap bir din, bir ezoterik öğreti kitabı. Dünya çapında da müritleri olan Thelema dininin kitabı diyebileceğim Yasa Kitabı, Mısır’da Kahire’de Crowley’e Aiwass adlı doğaüstü bir varlık tarafından vahyolunmuş, o da yazıya dökmüş (bir yerden tanıdık geliyor mu olay size?). Sırasıyla 66, 79 ve 75 ayetten oluşan 3 kısma ayrılıyor Yasa Kitabı. Baskıdaki diğer kitap olan Yalanlar Kitabı’nda ise kabalisttik öğretideki karşılıklarına göre numaralandırılan; talimatlardan, şiirlerden ve ritüellerden oluşan metinler bir araya geliyor. İki kitabın ardında da Crowley’in eklediği Tefsir bölümü yer alıyor. Bu kısımlarda sıra sıra tefsirleri yer alıyor ayet ve diğer metinlerin.

1875 doğumlu İngiliz Aleister Crowley; okültist, yazar, büyü-tarot-meditasyon- uyuşturucu maddeler kimyası- felsefe-psikoloji gibi birçok konuyla ilgilenen, bazı tarikat-okült organizasyonlara üye (Ordo Templi Orientis, Altın Şafak Hermetik Cemiyeti gibi), dünyanın en kötü şöhretli adamı lakabını almış, oldukça tartışmalı bir tarihi kişilik. Kimilerine göre bir şarlatan, kimilerine göre yol gösterici büyük bir üstat. Bilim ve mistisizm-spiritüalizmi harmanlayan birisi. Uyuşturucu ve seks eylemlerinden dolayı da bazı cemiyetlerden uzaklaştırılmış. Oğullarından birinin adının Atatürk olması gibi ilginç bir durum da var. Kurduğu Thelema dininin üyelerine Thelemit deniyor. Burada Crowley’i ve öğretilerini detaylı bir şekilde anlatma iddiası taşımayacağım elbette. Yalnızca anladığım kadarıyla bahsedeceğim. Her zaman yaptığım gibi, öncelikle bu bir kitap tanıtımı. Crowley, kitabı kabul ederek, insanlığın ruhsal evriminde "Horus'un On'u" olarak bilinen yeni bir aşamanın geldiğini ilan ediyor. Bu yeniçağın başlıca buyruğu, "İraden neyse onu kıl olmalı yasanın tümü" şeklinde. “İstencini yap” diye de çevirileri var dilimizde.  Kitabın "habercisi" Aiwass olmasına rağmen, her bölüm üç tanrı biçiminden birinin ifadesi olarak sunulur: Nuit, Hadit ve Ra-Hoor-Khuit. İlk bölüm, Uzay Kraliçesi olarak adlandırılan, gece gökyüzünün Mısır tanrıçası Nuit tarafından konuşulmaktadır. Crowley ona "En derin metafizik anlamda madde olan, içinde yaşadığımız, hareket ettiğimiz ve varlığımıza sahip olduğumuz sonsuz olan Yıldızlı Cennet’in Hanımı" diyor. İkinci bölüm, kendisinden "Nu'nun tamamlayıcısı" olarak bahseden Hadit tarafından, yani gelini tarafından konuşulmaktadır. Bu haliyle, sonsuz yoğun nokta, onun sonsuz çevresinin merkezidir. Crowley onun hakkında, "O sonsuz enerjidir, şeylerin sonsuz hareketidir, tüm varlığın merkezi çekirdeğidir. Tezahür eden evren, Nuit ve Hadit'in evliliğinden gelir; bu olmadan hiçbir şey olamaz. Bu ebedi, bu daimi evliliktir. O halde şölen eşyanın kendi tabiatıdır ve bu nedenle var olan her şey ilahi esrimenin kristalleşmesidir ve O, nefsin genişlemesini ve gelişmesini sevinçle görür." diyor.  Üçüncü bölüm, "Savaş ve İntikam tanrısı" Ra-Hoor-Khuit tarafından konuşulmaktadır. Kitap ayrıca şunları da sunuyor: Canavar (The Great Beast 666, To Mega Therion, Aleister Crowley), Korkunçların Anası Babalon olarak da bilinen Kızıl Kadın ve Ankh-af-na-khonsu (tarihi rahip).

Okült kitaplar şifreli metinlerden oluşur. Kelimeler tam olarak göründüğü anlamı içermez, daha derin anlamlar taşırlar. Bu yüzden bu tarz gizli öğreti kitapları her okuyucunun okuyup anlayabileceği işler değildir. Zaten herkes tarafından anlaşılması istenmediği için gizli ilim sıfatını alırlar. Bunlar bir üstat tarafından eğitilen seçkin insanlar tarafından okunup anlaşılır. Buna inisiasyon denir. Yasa Kitabı ve Yalanlar kitabı da işte böyle metinler içeriyor. Elimize alıp okuduğumuzda hiçbir şey anlaşılmayan kavramlar yığını gibi görünüyor. Crowley’nin tefsirleri dahi tefsir gerektiriyor. Hatta Crowley bazı yerleri kendisinin de anlamadığını söylüyor. Özellikle Yalanlar Kitabı bu şekilde. Çelişkili bir biçimde Yasa Kitabı’nı okuyanın kendisinin anlaması gerektiği de vurgulanıyor gerçi ama tek çelişki bu değil. Dini kitapların tamamında gözlemlenebileceği gibi Yasa Kitabı da bazı çelişkiler içeriyor. Örneğin en dikkat çeken “arzu” unsuru, insanın arzulara yönelmesini yücelten ayetler göze çarparken ve bu yapı Hedonist bir felsefe sergilerken bazen de arzuya ket vuran bölümler çıkıyor karşımıza. Arzu ile birlikte sevgi de bolca geçiyor. Zaten arzuya, güce övgüler çok. Olumsuz duygulara karşı çıkılıyor. Mutsuz, üzgün insanlar hor görülüyor. Ayrıca güce dem vurulup övülürken bazen de gücün zayıflık olduğu söyleniyor.

Crowley, insanlığın her türlü sınırlamadan kurtuluşunun, Yasa Kitabı'nın temel ilkelerinden biri olduğunu belirtmiş. Aiwass, Thelema kelimesini (tüm imalarıyla birlikte) söyleyerek, Ölen Tanrı formülünü tamamen yok eder. Thelema yalnızca yeni bir dini değil, yeni bir kozmolojiyi, yeni bir felsefeyi, yeni bir ahlakı da ima ediyormuş. Fizikten psikolojiye, bilimin bağlantısız keşiflerini tutarlı bir sistem içinde koordine ediyormuş. Kitabın tefsirlerinde Crowley genelde Kabala’yı, özellikle numerolojiyi kullanıyor. Zaten sayısal ifadeler dolu kitap. Harfler İbrani alfabesindeki sıralarına göre numaralara dönüştürülüp toplanarak bir takım sayılar elde ediliyor. 666 gibi…

Yalanlar Kitabı ise, her biri bir sayfa metinden oluşan 91 bölümden oluşmakta. Bölümler bir soru işareti, bir ünlem işareti, şiirler, ritüeller, talimatlar, belirsiz imalar ve kriptogramlar içeriyor. Her bölümün bir başlığı var ve konusu genellikle sayı ve karşılık gelen kabalisttik anlamı ile belirleniyor. Kitaptaki birkaç bölüm ve bir fotoğraf, Crowley'nin “LAYLAH” olarak adlandırdığı ve onun etkili Kızıl Kadın’ı sıfatıyla bu cildin yazma sürecinde ilham perisi olarak hareket eden Leila Waddell'e atıfta bulunuyor. Kitaptaki tek fotoğraf hatta Laylah’ın fotoğrafı. Avustralya’da yaşadığı da geçiyor metinlerde. Sanırım “gece” anlamına da geliyormuş Arapçada. "Bu kitap, tüm düzlemlerde en yüksek öneme sahip birçok konuyu ele alıyor.” demiş Crowley. İnsanlığın gelecekteki ilerlemesinin anahtarı olduğunu da ekliyor. 44. Bölümde Anka Ayini adlı bir ritüel var ve bu ayin birçok uygulayıcı tarafından uygulanmış. Buhurdan, ateş, zil, göğse açılan yara vs. En çok karşımıza çıkan kelimelerden birisi de ABRAHADABRA…

Taoizm’in temel kitabı Tao Te Ching’de de şiir şeklinde muğlak, çok anlamlı, yoruma açık ifadeler bulunuyordu. Thelema bu minvalde ona benzetilebilir ancak Taoizm oldukça sade olmasına rağmen Thelema çok karmaşık, birçok disipline gönderme yapan bir yapıda. Elbette iki kitabın yazım tarihleri arasında yaklaşık 4500 sene var. Modern monoteist dinlerin hâkimiyetindeki dünyamızda bir karşıt inanış oluşturması açısından La Vey’in satanizmiyle de benzetilebilir. Ancak burada da ciddi farklar var. La Vey’in Şeytan İncil’i gayet anlaşılır, akıl-mantık çerçevesinde yazılmış bir kitap. Bu durum Yasa Kitabı’nda tam tersi. Ayrıca Şeytan İncili’nde herhangi bir tapınılan tanrı bulunmuyor. Şeytan’ın sadece sembol olarak kullanıldığı ateist, anti-Hristiyan bir kitap aslında. Ritüel barındırıyor tabii ki, o kısımlarda benzerlik bulunabilir. Diğer bir benzerlikleri de sembolleri. Satanizm’de örneğin ters çevrilmiş pentagram kullanılırken Thelema’da hekzagram var. Diğer bir benzerlikleri de güce, güçlüye hitap etmeleri ve modern dinlere karşıt bir kültür oluşturmaları. Bu nedenlerden dolayı iki akım da özellikle rock/metal camiasında sıkça kendine yer bulmuş durumda. En bilindik şarkılardan birisi Ozzy Osbourne’un “Mr. Crowley”si olsa gerek.

Numeroloji, sembolizm dışında bazı temaslar var. Bunlardan felsefe ile ilgili olanları görebildiğim kadarıyla Hedonizm ve Nihilizm. Arzuya şehvete, keyif verene yönelmeye dair çokça bölüm var zaten. Hiçlikle ilgili de bazı dikkatimi çeken bölümler var: “Hiçbir şeydir bu yasanın gizli anahtarı.”, “Hiç vardır, hiç dönüşür, hiç yoktur.” gibi… İrade, istenç ile ilgili yasadan ilk aklıma gelen Schopenhauer’dan da tefsirde bir yerde bahsedildi. Bir yerde de şüphe ile ilgili bölüm vardı, Descartes’ın yöntemine oldukça benziyordu. Yalnız, mantık yürütmeyle, tasımla açık ve net şekilde yapılan felsefe ile ilgisi yok. Sadece bölük pörçük ve belirsiz olarak değiniliyor bunlara. Zaten bu tarz okült öğretilere felsefe denmesini doğru bulmuyorum.  Diğer din kitaplarına benzer bazı yönleri olduğundan bahsetmiştim. Örneğin cinsiyetçilik var. Erkeğe daha fazla üstünlük sunan bölümler var. Kurban ve şiddet var. Ritüel var. Çelişkilerden de bahsetmiştim. Ayrıca diğer dinlerin tanrıları, peygamberleri, diğer varlıkları da geçiyor. Pan, Allah, Muhammed, İsa, Baphomet vs. Bir yerde Allah 66’dır ama Laylah 77’dir diyor. Bir yerde, Muhammed’in devrinin sona ereceği ve yaklaşık 10bin yıl sonra tanrı Ma’nın devrinin geleceği geçiyor. Diğer dinleri, tanrıları reddetmiyor gibi bir yapı var. Edebiyata göndermeler var tefsirlerde. Shakespeare’in ve bazı yazarların, kitapların adı geçiyor. Bunlarda bir tutarlılık, bütünlük bulamadım. Bunların dışında Tarot, Astroloji, Meditasyon gibi birçok temas var. Birçok disiplinden birçok kavramın geçtiği bir bulamaç yani anlayacağınız.

Crowley, Yasa Kitabı’nın insanüstü zekâlardan ilham aldığına içtenlikle inanıyor gibi görünse de, klişe görüntüleri, aşırı işlenmiş stili ve abartılı eko fonetik görüntüleri, doğaüstü bir şeyin ürünü olamayacak kadar Crowley'nin diğer şiirsel yazılarına benziyor.” demiş Gunn Joshua. Sizlerin ilgisini çektiyse kitabı alıp okuyabilirsiniz. Okuduktan sonra ise iki seçeneğiniz kalıyor: Birincisi multidisipliner terminolojiye boğulmuş ve muğlaklık perdesinin ardında gizlenen anlamsız bir şarlatan çöplüğü olduğunu düşünerek belki de kitabın sonunu dahi getirmeden bir köşeye atmanız, ikincisi ise ruhunuzu eğitip sizi transandantal bir bilinç düzeyine çıkaracak çok gizli bilgiler içerdiğini düşünerek uzunca sürebilecek bir araştırma-öğrenme macerasına başlamanız. İkinci size yeni bir dini perspektif de sunacaktır. Karar sizin. Ben kararımı gizli tutuyorum ama beni tanıyanlar bilecektir. Kitabın okunduktan sonra yok edilmesi gerektiğine karşı çıktım bu arada. Niye yok edeyim, 25 TL verdim. Rafımda dursun.

 

SEÇTİĞİM ALINTILAR:

YASA KİTABI.

Birinci Bölüm.

3. Her kadın ve her erkek bir yıldızdır

11. Soytarılardır bu insanların taptıkları; hem tanrıları hem insanları soytarılardır.

İkinci Bölüm.

48. Acımayın düşmüşlere! Ben hiç tanımadım onları. Ben onlar için değilim. Ben teselli etmem: nefret ederim teselli edilen ve teselli edenden.

Üçüncü Bölüm.

24. En iyi kan Ay’ın kanıdır, aylık: sonra bir çocuğun taze kanı ya da göğün ordusundan dökülen kan: sonra düşmanlarının kanı; sonra rahibin ya da tapınanların kanı; sonra bir hayvanın kanı, hangisi olduğu fark etmez.

51. Şahin başımla gagalıyorum haçta asılı İsa’nın gözlerini.

52. Kanatlarımı çırpıyorum Muhammed’in yüzüne ve kör ediyorum onu.

53. Pençelerimle Hintli ve Budist’i, Moğol ve Din’in etlerini parçalıyorum.


YALANLAR KİTABI.

50

KEɸAɅH N

AZİZ HUBERT’İN NÖBETİ

Tanrı ormanda Geyik-böceğine rast geldi. “Dur! Tap bana!” dedi Tanrı. “Zira ben En-Yüceyim, En İyiyim, En Bilgeyim… Yıldızlar benim demircimin ocaklarındaki birer kıvılcım sadece…”

“Evet, hakikaten ve Âmin,” dedi geyik-böceği, “tüm bunlara ve onlara yürekten inanıyorum.”

“O halde neden Bana tapmıyorsun?”

“Çünkü ben gerçeğim ve sen sadece hayal ürünüsün.”

Ama ormanın yaprakları rüzgârın kahkahasıyla hışırdadı.

Şöyle dedi Rüzgâr ve Orman: “İkisi de hiçbir şey bilmiyor!”

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER