Kayıtlar

gotikkorku etiketine sahip yayınlar gösteriliyor
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 204. “OPERADAKİ HAYALET” (Le Fantome de l’Opera) – Gaston Leroux, İthaki Y., 360 s., 1. Baskı, 2021.   “Bu, doğumundan beri insanlığı titreten bir korkuydu: Bilinmeyenin korkusu.”   Tekinsiz yazının en meşhur eserlerinden birisini tanıtacağım sizlere. Türün sevenleri, iyi bilmesine rağmen “Operadaki Hayalet” kitabını belki de baştan sona okuma fırsatı bulamamışlardır. Defalarca film/müzikal vs. uyarlamaları yapılan bu gotik romans, Fransız yazar Gaston Louis Alfred Leroux (1868-1927) tarafından 1909-1910 yıllarında bir yerel gazetede parça parça yayımlanmış, hemen akabinde kitap olarak basılmış. Kitap, aynı zamanda yazarın en bilinen eseri. Genellikle dedektif öyküleri yazan Leroux’un diğer önemli bir eseri de, kapalı mekân geriliminin öncülerinden sayılan “Sarı Odanın Esrarı”. “Operadaki Hayalet”, hayal gücümüze bolca malzeme veren görsel ve müzikal atmosferin estetik bir çerçeve sağladığı, gotik korku, gizem/gerilim, dedektiflik/polisiye, romantik/d
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 197. “13 KURT ADAM ÖYKÜSÜ” – Kolektif, Laputa Y., 229 s., 1. Baskı, 2022.   Fantastik Edebiyatın önemli figürlerinden birisinin daha ana karakter olduğu, farklı yazarların öykülerinin derlendiği 13 “Kurt İnsan” (8 kurt adam, 4 kurt kadın ve 1 kurt oğlan) kitabını sizlere tanıtacağım. Bu, 13 “kurt birey” ( J ) öyküsü, bildiğim kadarıyla dilimizde bir ilk. Mesela, vampir ya da hayalet öyküleri çok okudum, derleme kitapları da var; ancak kurt adam öykülerinin bir araya getirildiği bir kitap hatırlamıyorum. Hatta okuduğum kurt adam öyküsü sayısı da fazla değil. Bu kitaptaki 13 öyküden yalnızca 1 tanesini önceden okumuşum (Saki – “Gabriel Ernest”). 12 farklı yazar var kitapta: 1 İskoç (George Macdonald), 2 ABD’li (John Davys Beresford, Eugene Field) ve 9 İngiliz. Yalnızca Saki’nin (Hector Hugh Monro) 2 öyküsü bulunuyor, diğerlerinin tek. Yirminci yüzyıl başlarında doğmuş Clifford Ball dışındakiler on dokuzuncu yüzyıl yazarları. Saki, Blackwood ve MacDonald haricin
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 180. “DEHŞET GECESİ” – Kerime Nadir, Oğlak Y., 182 s., 1. Baskı, 2019.   Türk edebiyatında sınırlı sayıdaki korku eserlerinden önemli bir tanesi olan “Dehşet Gecesi” romanı, yazarın kendi yapıtları içerisinde tarz olarak tek örnek. Genellikle aşk romanları yazan, birçok eseri Yeşilçam filmlerine ve hatta yakın tarihli dizilere yeniden uyarlanan (Hıçkırık, Samanyolu vs.) Kerime Nadir’in (1917-1984) bu kitabı, yerli korku eserlerini araştırırsanız mutlaka her zaman karşınıza çıkacaktır. Benim de çıkıyordu. “Canvermezler Tekkesi”, “Drakula İstanbul’da”, “Gulyabani” ve Kenan Hulusi Koray’ın bazı kitaplarını okuyup tanıttıktan sonra yerli korkunun ilk dönem örnekleri çerçevesinde bir mihenk taşını da gediğine yerleştirmiş oldum. Oğlak Yayınları’nın “Maceraperest Kitaplar” başlıklı serisi kapsamında yayımlanan kitap, cep boy diyebileceğim ebatta. Siyah-beyaz, sembolik, çizgisel bir kapak tasarımına sahip. Sade ve akıcı bir dille yazılmış. 1958’de tamamlanmış.
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 177. “SÖĞÜTLER” (The Willows) – Algernon Blackwood, İthaki Y., 79 s., 1. Baskı, 2022.   Birbirleriyle bazıları direkt arkadaş da olan, klasik gotik korku/gerilim yazan sevdiğim bir yazar kadrosu var. 19. Yüzyıl Büyük Britanya ya da ABD doğumlu olan bu yazarlardan bir tanesi de 1869 doğumlu İngiliz yazar Algernon Blackwood. İlk kez bir kitabını okuyorum dilimizde. Söz konusu bu uzun öykü “Söğütler”, İthaki Yayınları’nın “Karanlık Kitaplık” serisinin 51. Kitabı olarak basıldı. Tabii ki hemen edindim. Lovecraft’ın “Tüm zamanların en iyi tuhaf öyküsü” olarak nitelendirdiği öyküden bahsetmeye geçelim. Korku mekânı olarak tekinsiz mekânları, kapalı-klostrofobik ortamları değil de tam tersine doğayı, yabanın tekinsizliğini kullanan eko-gotik bir gerilim-gizem öyküsü bu. Hatta bu türün öncüsüymüş. İsveçli arkadaşı ile birlikte Tuna Nehri’nde kanolarıyla yolculuk yaparken yolun kaybedilmesi sonucu ıssız-viran bir diyarda yaşanılanları birinci ağızdan okuyoruz. Uyg