KİTAP TANITIMLARIM 140.

 

“SARI DUVAR KAĞIDI” (The Yellow Wallpaper) – Charlotte Perkins Gilman, İthaki Y., 66 s., 1. Baskı, 2019.

 

“Ama ben burada olduğum sürece bu duvar kâğıdına kimse elini süremez – canlarına susamadılarsa tabii!”

 

Feminist korku-gerilim öyküleri okudunuz mu hiç? Evet, bu şekilde tanımlayabilirim yazarın öykülerini. Tabii ki bu kitaptaki öykülere istinaden söylüyorum, özellikle ilk ikisi. Kitapta 4 öykü yer alıyor.

1860 doğumlu, ABD’li yazar, dönemin önde gelen feminist aktivist ve sosyologlarından biriymiş. Feminist ütopyanın en önemli eserlerinden kabul edilen “Kadınlar Ülkesi” diye bir romanı da varmış. Bu kitapta ise korku-gerilim tarzında öyküler yer alıyor. 

Kitaba adını veren ilk öykü “Sarı Duvar Kâğıdı”, okuduğum bazı derleme korku kitaplarında karşıma çıkmıştı ve şu ana kadar bu yazara ait okuduğum tek öyküydü. Tanıtımlarımda yazmıştım. Klasik korku öyküleri içerisinde meşhur da ayrıca. Korku desem de esas olarak psikolojik gerilim tarzında demeliyim. Muhteşem bir öykü. Tarzı seven herkes okumalı. Estetik sahneler, delilik-hezeyan, özgün bir yapı… Üstelik anlatıcı bu deliliği yaşayan ana karakter, birinci ağız… Feminist okuma bu işin neresinde derseniz, kapatılan kadın temasında… Sarı desenli duvar kâğıtları olan bir odaya kapatılan bir kadın… Öyküyle ilgili daha fazla spoiler vermeyeyim. Mutlaka okuyun diyorum. Kitabın girişinde de yazar bu öyküyü neden yazdığından bahsediyor. Kendi yaşadığı psikolojik sorunları, o dönemleri ve süreci, öykünün ve kendisinin öyküsünü anlatıyor. Psikoloğunun dediğinin nasıl zıttını yaptığını… Öykünün, gerçek hayatta bir kadını benzer bir sondan kurtardığını… İnsanları delirtsin diye değil, iyileştirsin diye yazıldığını…

İkinci öykü “Ben Cadıyken” ise yine birinci ağızdan anlatılıyor. Anlatıcı kadın, insanlara nefret yüklüdür. Haklıdır da… Modern bir zamanda büyük metropol New York’ta rutin bir gününü anlatması yeter zaten bizim de toplumdan insanlardan nefret etmemiz için. Benzerlerini de yaşıyoruz...  Ona sürtünen bir kara kedi aracılığıyla doğaüstü bir güç edinir ve her dileği gerçek olmaya başlar… Ama son dileği hariç… Bu öyküde mesaj açık ve nettir, feminist bir dünyanın ütopya olduğu fikri üzerinedir. Yazarın nefreti ve modern zamanlarda yaşamanın boğuculuğu öyküye yoğun biçimde sinmiştir. Bizi de boğar.

Üçüncü sıradaki öykü “Büyük Morsalkım”  ise diğerlerinden daha zayıf olan bir korku öyküsü. Tadilatta ortaya çıkarılan bir şey, büyük bir evde geçmişte yaşanan trajediyi de ortaya çıkarıyor. Oldukça duru ve eğlenceli bir ortamda başlayan öyküde sonlara doğru gerilim tırmanıyor. Hatta karakterler korku teması üzerine konuşmakta, birbirlerini korkutmaya çalışmaktadır. Ancak, kurguda finalde aydınlatılan olay, öykünün öncesiyle zayıf bir bağ kurmakta ve boşluk kalmaktadır. Öykü örülürken bazı ipler zayıf kalmıştır. Bu öyküde şiddete uğrayan bir kadın figürü de yine feminist okumaya açıktır.

Son öykü, “Sallanan Sandalye” de yine bir korku öyküsü. Bir öncekinden daha başarılı. Öyküye ismini veren nesne ve onda oturan, öyküdeki karakterlerden birine görünürken diğerine görünmeyen kız çocuğu figürü, hikâyedeki korku duygusunun temelini oluşturuyor. Bu öykü de 1 ve 3. öyküler gibi, tek bir evde geçerek tekinsiz mekân hikâyelerine bir örnek oluşturuyor. 3. öyküdeki iplikleri biraz daha sağlamlarıyla değiştirmiş yazar burada. 

Sonuç olarak bu kısa kitabı tüm korku-gerilim sevenlere tavsiye ediyorum. Ancak asıl tavsiye ettiğim kitaba adını veren ilk öykü. Zira o bir başyapıtken diğerleri orta karar öyküler diye düşünüyorum.

 

SEÇTİĞİM ALINTI:

“Bütün gücümle kadınların, bütün kadınların kadınlığın ne olduğunu nihayet anlamasını diledim; güçlerini ve gururunu ve hayattaki yerlerini anlamalarını; dünyanın anneleri olarak görevlerinin ne olduğunu görmelerini; yaşayan herkesi sevmelerini ve onlara değer vermelerini; erkeklerin ne kadar kötü olabileceğini görmelerini; yalnızca en iyilerini seçip daha da iyilerini dünyaya getirmelerini; insan olarak görevlerinin ne olduğunu görmelerini ve yaşama, çalışmaya ve mutluluğa kendilerini tamamen adamalarını diledim.” – “Ben Cadıyken”

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER