KİTAP TANITIMLARIM 171.

“MAURICE, YA DA BALIKÇININ KULÜBESİ” (Maurice, or the Fisher’s Cot) – Mary Shelley, Kırmızı Kedi Y., 54 s., 1. Basım, 2018.

 

“Buyurun. Yoksul bir kulübe ama yatak temiz olduğundan belki memnun kalırsınız.”


Mary Shelley’nin hayatında yazdığı bu ilk ve tek çocuk masalı, 1997’de İtalya’da gün yüzüne çıkmış. Yazar, başyapıtı “Frankenstein” yayımlandıktan 2 sene sonra bu yazıyı basması için babası William Goldwin’e vermiş ama babası bunu reddetmiş. Yazıyı fazla biyografik bulmuş olmalı diye düşünüyormuş kimileri. Shelley’nin eserlerinde aile hayatındaki trajedilerin izleklerini bulmak mümkün zaten. Bunun en iyi örneklerinden birisi, daha önce tanıttığım “Matilda” idi. Bu metinde de benzer izler sürülebilir.

Çocuk masalı denmiş ama öykü demeyi daha doğru bulacağım. Trajik bir hikâye. Metnin kurgusu şimdiki zamanda geçip, geçmiş zamanda yaşananlara dönerek finale varıyor. Teknikten ziyade, duygularla yazılmış. Sıcak ve samimi ama soğuk ve hüzünlü de. Üçüncü şahıs anlatımı tercih edilen yazıda, bir gezginin liman kasabası Torquay’a gelip orada Maurice adlı yoksul bir çocukla tanışması ve ardından gelişen olaylar aktarılıyor. Şimdiki zamanda daha çok durum öyküsü, ancak geçmiş zamanda olay odaklı öykü gibi melez bir yapı da var.

Maurice, balıkçı Barnet’in yanında çalışan kimsesiz, yoksul ama çok iyi kalpli, sevecen bir çocuktur. Barnet’in ölümüyle yalnız kalmıştır. Bu çocuk, gezginin dikkatini çekecek ve tanışmalarının ardından iletişimleri sürecek, geçmişte yaşanan trajik olaylar sonucu da bağlantı ortaya çıkacaktır. Biraz bizim Kara Murat, Tarkan filmlerindeki nehre bırakılan bebeğin meçhul geleceği, kaderin döngüselliği gibi durumlar mevcut. Hayatında bir tek İncil’i okumuş olan çocuğa, gezgin tarafından kitaplar verildiği sahne güzeldi. Onun dışında Eylül hazanında mütevazı bir ortamda, denizin kokusunu almak; en lüks saraylarda yatmaktansa yoksul ama temiz bir balıkçı kulübesinde huzurla uyumak, öyküyü okurken gerçekten yapmışım gibi hissettiğim eylemlerdi.

Bu aralar kısa kısa kitaplar okuyorum ki bir oturuşta bitirebileyim. Başka yoğunluklarımdan dolayı uzun bir kitaba girmemeyi tercih ediyorum. Cep boy formatındaki bu hüzünlü, sıcacık öyküyü bir oturuşta okuyabilirsiniz. Dünya klasikleri, dramatik yazılar, masallar sevenlere hitap etmekte. 

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER