KİTAP TANITIMLARIM 89.

“EDEBİYATTAN PEK ANLAMAM” (Don’t Know Much About Literature) – Jenny Davis, Kenneth C. Davis, NTV Y., 1. Baskı, 2011.

Araya çerezlik, eğlendirici bir kitap atayım dedim. Benim gibi kitap delisi bir insanın ilgisini çekecek başlığa sahip bu kitabı göz ardı edemedim. Yazarlar oturmuş, yaklaşık 100 yazar/kitabı kısaca tanıtmaya, bunu da eğlenceli bir yolla yapmaya çalışmışlar. Her yaprakta 1 yazar veya kitap tanıtılıyor. Yaprağın ön kısmında ilgili yazar/kitap hakkında sadece tek paragraf en temel bilgi veriliyor. Akabinde onunla ilgili bir test yapılıyor. Soruların cevapları da yaprağın arka sayfasında yer alıyor. Kitabın formatı bu şekilde.

Tek yazar/kitap haricinde de bazı konseptler var: Kurmaca yerler, kitap ve şiirlerin ilk-son dizeleri, yazarların takma adları, Nobel ödülü kazananlar, yasaklı kitaplar vb. Yazar/kitap seçkisi hem büyük klasiklerden (Homeros, Moby Dick, Tolstoy, Dostoyevski vs.) hem de daha az bilinen çağdaş yazarlardan bir karma şeklinde oluşuyor. Dolayısıyla edebi değeri hem yüksek işler var hem de Harry Potter gibi popüler işler. Kitabın kendisi de aslında popüler mantıkta hazırlanmış.

Her ne kadar eğlendirici, okurken bazı ilginç bilgiler edinmeyi sağlayıcı olsa da cidden bir bilgi hazinesi olabilmenin çok uzağında kitap. Evet, mesela “İhtiyarlara Yer Yok” (No Country for Old Men) isminin kökeninin Yeats’in bir şiiri olduğu, “Küçük Ağacın Eğitimi” kitabının yazarı olan Forrest Carter’ın sonradan Ku Klux Klan’ın yöneticilerinden birisi olduğunun ortaya çıkması gibi bilmediğim ilginç birkaç şey öğrendim. Ancak bir kitap ve yazar hakkında gerçekten doyurucu bir şeyler öğrenmek istiyorsak bu kitap bu amacı tatmin etmeyecektir. Google’a yazsak belki daha çok bilgi ediniriz. Dolayısıyla eğlencelik, hızlıca zaman geçirilecek bir kitap olarak görmek lazım. Bu da insanı düşündürüyor tabi, herhangi birisi de oturup böyle kitap hazırlayabilir kısa zamanda. Yazarların emeğini küçümsediğimden değil de para kazanmanın kısa yolu gibi bir amaçları yoktur umarım.

Diğer bir eleştirim de (ve aslında en önemlisi) kitabın önsözünde edebiyat konuşulan ortamlardan bilgisizliğimiz yüzünden kaçıyorsak bu kitabı okuduktan sonra kaçmayacağımız gibi bir misyon atfedilmesi kitaba. Ne yani şimdi 750 sayfalık Moby Dick’in konuşulduğu bir ortamda kitabın aynı adlı balinayı öldürmeye çalışan bir gemide geçtiği, balinanın cinsinin ispermeçet balinası olduğunu söylememiz bizim o kitabı bildiğimizi mi gösterecek? Birkaç bir şey bilerek kitapları bilmiş asla olamayız elbette. Üstelik kitapları bilmek ve bilgi satmak için okumak bir diğer vahim bakış açısı. Böyle insanların çok fazla olduğunu biliyorum. Bilgi satan bir otomata dönüşmek için kitap okuyanlar, gerçekten kitap okumamıştır bence. Hoş, tek başına kitap ifadesi de bir anlam ifade etmiyor çoktandır. Kitap, yalın bir kültür nesnesi göstergesi olmaktan çıkalı çok oldu. Hangi kitabın okunduğu önemli bu konuda. Artık herkes bir şeyler karalayıp, bir yayınevine para verip kitap basabiliyor. İçinde bulunduğumuz dünya yozlaşmış eserler çöplüğüne döndü. Sadece edebiyat değil sanatın ve hatta bilimin çoğu dalında da bu maalesef böyle. Okumaya dönersem tek bir eylem olarak kitap okumayı yüksek seviyeli ve kültürlü bir iş olarak gören bir dünya ne kadar da vahim! Herkes, günlük hayatında bunu alışkanlık haline getirebilir oysa. Tüm gün TV izleyen insanların günün 1 saati bile kitaba zaman ayıramaması söz konusu olamaz. Tabii ki yukarda değindiğime paralel olarak, kitap okuyan bilgilidir, TV izleyen cahildir gibi bir genelleme yapmıyorum asla. Kaliteli, iyi TV programları da var. Sonuç yine ne izlediğimize ve ne okuduğumuza geliyor. Ben kitapları (kendi zevkime uygun olanlardan seçerek) onlardan müthiş bir keyif aldığım için okuyorum. Ayrıca, okudukça cahilleşiyorum. 20 yaşında her şeyi bilirdim, 30’da çok şey bilirdim, şimdi hiçbir şey bilmiyorum. Sokrates boşa mı demiş “Bildiğim bir şey varsa hiçbir şey bilmediğimdir” diye! Neyi bilmediğinizin minicik bir kısmını görmek bile insan ömrünün bir hiç olduğunu ve yaşam boyu gelişimin devam etmesi gerektiğinin göstergesi.

Kitabı tanıtırken konuyu dağıttım. Sonuç olarak edebiyattan pek anlamıyorsanız benim gibi, eğlendirici bu kitaba göz atıp edebiyattan pek anlamamaya devam edebilirsiniz. Zaman geçiriyor işte.

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER