Kayıtlar

roman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 209. “REBECCA” – Daphne du Maurier, İthaki Y., 487 s., 1. Baskı, 2020.   “Hepimizin kendine ait bir şeytanı vardır, bizi oradan oraya sürükler, bize işkenceler eder; nihayetinde hepimiz kendi mücadelemizi vermek zorundayızdır.”   İngiliz yazar Maurier’in (1907 – 1989) en bilinen eseri olan 1938’de yazılmış “Rebecca” romanı; anlatımıyla, diliyle, atmosferi ve duygusallığıyla, gizemiyle öne çıkan önemli bir eser. Karanlık, gotik bir roman olarak kategorilendiriliyor; ben de genel fikir oluşturması açısından şu tema ve etiketleri sıralayabilirim: gizem/gerilim, gotik-romantik, duygusal-dram, aşk-ihanet, sevgi-nefret, ölüm şantaj, sırlar vs. Gotik ifadesi yanıltmasın, doğaüstü yapılarla karşılaşmıyoruz, realist bir roman. Ancak, İngiliz romantiklerinin bazı üsluplarını da taşıyor, özellikle dilde. Buna ek olarak; paranormal unsurlar barındırmasa da, romandaki olayların ana mekânı olan Manderley Malikânesi’nin huzursuz/tekinsiz atmosferi (karakterlerin bireyse
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 208. “TEPEDEKİ EV” (The Haunting of Hill House) – Shirley Jackson, Siren Y., 226 s., 4. Baskı, 2019.   “Hiçbir canlı organizma, mutlak gerçeklik koşulları altında akıl sağlığını koruyarak yaşamayı sürdüremez; kimilerine göre tarlakuşlarıyla çekirgeler bile hayaller görür. Akıl sağlığı yerinde olmayan Tepedeki Ev, tepelerin karşısında tek başına yükseliyor ve karanlığı içinde tutuyordu. Seksen senedir böyleydi bu, bir seksen sene daha durabilirdi. Duvarları dimdik yükseliyordu, tuğlaları düzgünce yan yana dizilmişti, döşemeleri sağlamdı ve kapıları güzelce kapatılmıştı. Sessizlik, Tepedeki Ev’in tahtalarıyla taşlarının üstünde muntazaman uzanıyordu ve orada gezinen her ne ise, tek başınaydı.”   En önemli perili ev (haunted palace) romanlarından birisinin tanıtımıyla karşınızdayım. “Hayaletli ev işte, hep aynı” diye düşünüyorsanız, düşünmeyin. En iyilerinden birisi bu roman. Bunu tabii ki gerekçelendireceğim, tartışacağım. Bir kere, yukarıdaki ikonik paragr
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 207. “UĞURSUZ BİR ŞEY GELİYOR BU YANA” (Something Wicked This Way Comes) – Ray Bradbury, İthaki Y., 275 s., 2. Baskı, 2018. Adını, Shakespeare’in “Macbeth”indeki bir dizeden alan, Bradbury’nin bu önemli eseri, 1962 yılında yazılmış bir fantastik/gizem romanı. Korku unsurlarından da yararlanıyor. Ana karakterler, 13 yaşındaki iki iyi arkadaş, Jim Nightshade ve William Halloway ile diğerlerinin, Ekim'de kasabalarına gelen gezici bir karnavalla ilgili kâbus gibi deneyimleri hakkında. Bu karnavalın ürkütücü figürleriyle uğraşan çocuklar, korkuyla nasıl mücadele edeceklerini öğreniyorlar. Bradbury’nin ziyaret ettiği bir karnavalda yaşadığı deneyime dayanan roman (birkaç karakter gerçekten orada gördüklerinden alınmaymış), önceleri film olarak çekilmek üzere senaryo şeklinde yazılmış, lakin yeterince mali destek sağlanamayınca romana dönüşmüş.   Romanın şairane bir dili var. Yalnız, şairane derken; yoğun edebi, ağır-ağdalı bir yapıdan bahsetmiyorum. Daha
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 204. “OPERADAKİ HAYALET” (Le Fantome de l’Opera) – Gaston Leroux, İthaki Y., 360 s., 1. Baskı, 2021.   “Bu, doğumundan beri insanlığı titreten bir korkuydu: Bilinmeyenin korkusu.”   Tekinsiz yazının en meşhur eserlerinden birisini tanıtacağım sizlere. Türün sevenleri, iyi bilmesine rağmen “Operadaki Hayalet” kitabını belki de baştan sona okuma fırsatı bulamamışlardır. Defalarca film/müzikal vs. uyarlamaları yapılan bu gotik romans, Fransız yazar Gaston Louis Alfred Leroux (1868-1927) tarafından 1909-1910 yıllarında bir yerel gazetede parça parça yayımlanmış, hemen akabinde kitap olarak basılmış. Kitap, aynı zamanda yazarın en bilinen eseri. Genellikle dedektif öyküleri yazan Leroux’un diğer önemli bir eseri de, kapalı mekân geriliminin öncülerinden sayılan “Sarı Odanın Esrarı”. “Operadaki Hayalet”, hayal gücümüze bolca malzeme veren görsel ve müzikal atmosferin estetik bir çerçeve sağladığı, gotik korku, gizem/gerilim, dedektiflik/polisiye, romantik/d
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 203. “ROSEMARY’NİN BEBEĞİ” (Rosemary’s Baby) – Ira Levin, Kitap Kurdu Y., 227 s., 1. Baskı, 2021 .   “Hail Satan! Hail Satan!”   Yirminci asırda, satanizm dâhil Okült amaçlı tarikatların sayısında artış olduğu söylenebilir. Seküler toplumlarda köklü ilahi dinlere karşı yaygınlaşan nefret, bunun nedenlerinden birisi olarak düşünülebilir. Nitekim La Vey’in “Şeytan Kilisesi” (Satanic Church) de bu çağda kuruldu. Uygarlığın getirilerinden birisi de modern zamanlarda tekinsiz kurguların günlük yaşamlara, kentlere girmesi. Eskiden izbe terkedilmiş evlerde, kırsaldaki şatolarda ya da doğanın tekinsizliğinde bizi hayaletler, vampirler, kurt adamlar, hortlaklar, katiller vb. karşılarken, size şimdi tanıtacağım kitabın önünü açtığı şekilde artık apartmandaki üst katımızda da korkunç bir gizem yatıyor olabilir. Korku kurgularının popülerliğini arttıran, yazıldığı dönemde epey yankı uyandıran ve yok satan, Roman Polanski tarafından sinemaya da uyarlanan “Rosemary’nin
Resim
KİTAP TANITIMLARIM 189. “SATYRICON” – Petronius, Dost Y., 147 s., 1. Baskı, 2003.   İçine şiir parçacıkları serpiştirilmiş düzyazı biçiminde satirik bir Latin Edebiyatı proto-romanı. Hatta Latin Edebiyatı’ndaki en görkemli, buna karşın en tartışmalı esermiş. M.S. 1. Yüzyılda yazıldığı düşünülüyor. Günümüze eserin tümü ulaşmadığı için başlangıcı ve sonu belli değil. Yazarı tartışılsa da Petronius, Antik Roma imparatoru Neron’un saray eğlencelerini tertip eden, hazcı bir kişilik olarak tanıtılıyor. Eser, F. Gül Özaktürk tarafından Latince aslından çevrilmiş ve kendisinin yazdığı bir Önsöz ile başlıyor kitap. Burada kitabın yazarı ve eser hakkında dilbilimsel, tarihi ve edebi bilgiler veriliyor. Daha sonra eser başlıyor. Herhangi bölüm/başlık olmayan metin, yan taraflarında numaralandırılmış paragraflarla ilerliyor ve 141 paragraftan oluşuyor. Yazarın zevk düşkünü karakteri, romana yansımış durumda. Zira eğlenceli, ciddi ve komik unsurları bir arada içeren mizahi, erotik ve