KİTAP TANITIMLARIM 158.

“VAMPİR” (The Vampyre) – John William Polidori, İthaki Y., 62 s., 1. Baskı, 2021.

 

“…payesinden ziyade aykırılıklarıyla dikkat toplayan bir asilzade…”

 

Korku edebiyatıyla haşır neşir olanın her zaman karşısına çıkmıştır. 19. Asrın başlarında İsviçre’de fırtınalı bir zamanda, bir şatoda Lord Byron, doktoru Polidori, Mary Shelley ve Percy Shelley beraber zaman geçirmektedir. Birbirlerine korku hikâyeleri anlatan bu kadro, birer korku öyküsü yazmaya karar verirler. Mary Shelley’nin başyapıtı “Frankenstein” işte böyle yazılırken, Lord Byron “Gavur” ve Polidori de “Vampir” adlı öyküleri yazarlar. Daha önce kolektif bir gotik öyküler derlemesinde yine okuyup tanıttığım bu öykü, yeniden tanıtılmayı hak ediyor. Ayrıca, yalnızca eseri değil, ilgili kitabı da tanıtıyorum ne de olsa.

Yukarıda anlattığım gibi, Polidori “Vampir”i yazar ve bildiğim kadarıyla edebiyattaki ilk vampir öyküsüdür bu. Vampir’in kökleri halk söylencelerinden mitolojiye değin çok eskiye dayansa da yazın dünyasında kendine yeni yer edinmektedir. Byron, şiirlerinde yer vermeye başlamıştır. Vampir inancı özellikle 1700’lerde Doğu Avrupa’da yaygındı. Polidori de bu meşhur konuya el atmıştı. Ancak bilindik bir yazar olmadığından dolayı öykü, Byron ismiyle yayımlanmış ve uzun yıllar tartışmalara neden olmuş bu durum. Bunalımı ve kumar borçları nedeniyle daha 25 yaşında siyanür içerek intihar eden Polidori’nin bu önemli eseri, İthaki’nin “Karanlık Kitaplık” serisinden dilimizde kendisine ayrı bir yer edinmiş durumda.

“Vampir”, yalnızca 25 sayfalık bir öykü. Kitap ise Yankı Enki’nin “Sunuş: Vampirin Adaleti” adlı giriş yazısıyla başlıyor ve yukarıda kısaca bahsettiğim olaylar detaylı bir şekilde anlatılıyor. Ana öykü dışında kitapta Lord Byron ve o dönemle ilgili 2 mektup, bir de Polidori’nin öyküden önceki Önsöz’ü yer alıyor. Polidori, gotik edebiyat ile oldukça bağlantılı bir insanmış. Ailesinden, edebiyattaki ilk gotik öykü olan “Otranto Şatosu”nu yazan Horace Walpole’a kadar bir takım bağlantıları var. Bunlardan da bahsediliyor kitapta.

Öyküdeki vampir karakter Lord Ruthven, birçok yönden Bram Stoker’ın Drakula’sının temelini oluşturur. Aristokrat, pelerin giyen, yakışıklı-çekici, gizemli-karizmatik bir vampir… Gözümde Bela Lugosi canlandı hemen. 1931 tarihli “Dracula” filmindeki hali özellikle… Hikâye, Londra’da geçer. Korkunun beşiği şehirde yani… Aubrey adlı genç, olayları çözmeye çalışan ana karakterdir. Balolarda, kokteyllerde, aristokrat ortamlarda farklılığıyla dikkat çeken Lord Ruhven, Aubrey’in de dikkatini çeker. Kadınları ağına düşüren bu Vampir, sonunda Aubrey’in kız kardeşini de baştan çıkartacaktır. Polidori, Lord Ruthven karakterini yaratırken Lord Byron’dan esinlenmiş aslında gerçek hayatta. Özelliklerini ondan almış.

Sözü çok uzatmaya gerek yok. Vampir edebiyatının kökenlerini merak edenler için bir çırpıda okunabilecek temel bir eser. Öykünün kurgusu müthiş olmasa da ilklerden olması ve sonraki döneme etkisi bakımından bir klasik.

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER