KİTAP YORUMLARIM 29-31. 

 ENCORE YAYINLARI LACANCI BAKIŞLAR DİZİSİ

 

"LACANCI PSİKANALİZE BİR GİRİŞ" (A Clinical Introduction to Lacanian Psychoanalysis: Theory and Technique" - Bruce Fink, 406 s., 1. Baskı, 2016.

Yaklaşık 1 buçuk sene önce elime Lacan'ın bir kitabını aldım ve hayatımda ilk defa okuduğum bir kitaptan hiçbir şey anlamadım dostlar. Daha sonra dünyada okuması ve anlaşılması en zor olan psikanalistlerden (yazar demiyorum, kendisi pek yazmaz ama konuşurmuş) olduğunun bilincine vardım. Ancak, çok merak ettim. Evet, merak duygum olmasa bu kadar kitap okumazdım elbette. Psikanalizi ve Freud'u da biraz okumuştum sonuçta az-çok ilgim-bilgim vardı. Peki, kimdi bu Lacan? Edebiyattan sinemaya her alanda alt metinlerde, çözümlemelerde, yorumlarda karşıma çıkan bu üstadı anlamak istiyordum. Dolayısıyla öncelikle Psikanalizin kendisi hakkında okumak, Freud'a hâkim olmak ve Lacan hakkında bolca okumak gerektiğinin bilincine vardım. Ayrıca Lacan hocam da vardı, o kendisini biliyor. Onun yol göstermeleri de oldukça önemli oldu benim için. Lacan'ı hala anladığımı iddia etmiyorum ama dilim döndüğünce sizlere okuduğum kitaplardan ve Lacan'dan bahsedeceğim. Eminim birkaçınız okuyacaktır bu yazdıklarımı ama olsun. Belki birilerinin ilgisini çeker.

Çok kısa özetleyeyim. Lacan, Freud'u yeniden yorumlamış, sistematikleştirmiş ve özellikle felsefecilerin de psikanalize ilgi duymalarını sağlamıştır. Klinik yöntemi dışında kuramsal çalışmaları da yoğundur çünkü. Kendi yazdığı pek bir şey yoktur, daha çok verdiği seminerlerde öğrencilerinin tuttuğu notlar ve Lacan hakkında yazılan kitaplar vardır. Freud, daha çok nevrozla çalışırken Lacan ise psikozla daha çok çalışmıştır. Dilbilim, felsefe, psikanaliz hatta matematik gibi birçok alanda derin bilgisi vardır. Tam bir söz ustası olduğu söylenir. Davranışların kökenini, duyguları açıklamada Freud gibi çocuklukta yaşanan mekanizmalar üzerinde durur. Kasıtlı ve muğlak bir dil kullanır. Onu anlayabilmek için geliştirdiği temel kuramları ve terimleri bilmek, hatta dil oyunları yaptığı için dile de hâkim olmak gerekir. Arzu, jouissance, ayna evresi, imgesel-simgesel-gerçek gibi terimleri vardır. Elbette Lacan'ı anlatmak için (üstelik ben kimim de onu anlatıyorum) kitaplar yazmak gerekir. Kısaca bahsetmek istedim.

Encore yayınları, Lacancı Bakışlar Dizisi altında 3 kitap bastı. Bunlardan bahsedeceğim. Öncelikle ilk kitap “Lacancı Psikanalize Bir Giriş”ten başlayayım. Yazar, Lacancı bir psikanalist ve Lacan’ın psikanalitik yaklaşımı üzerine önde gelen yorumculardan biriymiş. Onun kitaplarını İngilizceye çevirmiş (Lacan, Fransız). Bu kitap daha çok klinik yöntem üzerinde duruyor. Elbette Lacan’ın temel kavramlarıyla iç içe ilerliyor. Öncelikle arzu kavramından başlanıyor ki bu kavram Lacan’ın temel kavramlarından birisidir. Analiz süreci, analizan ve analistin konumu ve analizanın terapötik sürece dâhil edilmesi konuları üzerinden devam ediliyor. Daha sonra psikanalitik tanıya geçiyoruz. Burada 3 ana tanı olan psikoz, nevroz ve sapkınlık; alt başlıkları da anlatılarak ayrı bölümler halinde aktarılıyor. Detaylara girersem çıkmam çok zor olacak. O yüzden Lacan’ı anlama yolunda bu kitaptan başlamak belki klinik yöntemin detayıyla sizi boğabilir ama olayın tamamına hâkim olabilmek için uygun duruyor. Burada birçok temel kavramla birlikte özellikle psikoz, nevroz ve sapkınlığın oluşma mekanizmalarının Lacancı yorumlamalarını öğrenmekte fayda olduğunu düşünüyorum. 

 

 

 “DELİLİK NEDİR” (What is Madness) – Darian Leader, 421 s., 2. Baskı, 2016.

Dizinin ikinci kitabı  “Delilik Nedir”in yazarı da bir psikanalist ve tabii ki Lacancı. Kitabın isminde geçen “delilik” kelimesinden kasıt “psikoz”. Diğer kitapta bahsedildiği gibi, Lacan’ın günümüzde yüzlerceyi bulan, semptoma göre tanı koyma ve isim verme (Anoreksia nervosa, borderline vb.) olayına karşı olduğunu, bu isimlendirmelerin kişinin geçmişi ve psikolojik mekanizmaları hakkında bir şey vermediğini (Örneğin Anoreksia Nervosa bir kişi, toplum tarafından şişman görülme korkusuyla mı yemek yemiyordur yoksa uzaylıların tüm dünyadaki yemeklere ilaç katıp insanları kontrolleri altında tuttuğunu düşündüğü için mi yemiyordur? Bu ikisi birbirinden çok farklıdır)   Lacan’ın sadece 3 ana başlık kabul ettiğini görüyoruz burada da: Psikoz, Nevroz ve Sapkınlık. Diğer kitapta bu üçünün ayrı başlıklar altında incelemesi vardı. Sapkınlığı mazoşizm, sadizm ve fetişizm; nevrozu da histeri, obsesyon ve fobi olarak alt başlıklara ayırmıştı ama psikozu tek olarak ele almıştı. Bu kitapta ise psikozu yine temel olarak bütünüyle ele almasına rağmen, şizofreni, paranoya ve melankoli (evet böyle diyor kitap) olmak üzere 3 alt başlığa ayırdığını görüyoruz. Aralarındaki farktan kısaca bahsetmesine rağmen kitabın asıl konusu genel olarak psikoz. Öncelikle toplum tarafından yanlış bilinen popüler psikolojiyi eleştiriyor kitap. Sonra “deli olanla olmayan” arasında net ayırım olmadığından bahsediyor. Bunu iyi örneklerle işliyor. Örneğin tüm hayatı boyu normal olarak bilinen, aile-çocuk ve kariyer sahibi ve herkes tarafından sevilen sayılan ama 50 yaşında birdenbire deliren psikotiklerden bahsediyor. Mesela böyle bir kadın 50 yaşında bankaya gider ve 250 milyon dolarını ister, parayı alamayınca ortalığı ayağa kaldırır. 20 yaşındayken rüyasında tanrı ona 30 sene bakire kalırsa 250 milyon dolar kazanacağını söylemiştir ve kadın buna inanmıştır. O zamana kadar gayet normal yaşamıştır. Psikozun nasıl uzun süre sessiz kalabileceğinden, deli olmakla delirmek arasındaki farktan “tetiklenme” başlığı altında bahsediyor. Psikozun “tetiklenmesi” gerekiyor emare göstermesi için.  Sonra, psikozun nedenlerinden bahsediyor. Temelinde, bebeğin kendisini annesinin tüm dünyası, tek arzu nesnesi ve kendisiyle tatmin olduğunu sanması ama sonra annenin arzusunun yöneldiği bir simgesel Öteki (baba-nın adı) olduğunu fark ederek bunu adlandırması şeklinde olması gereken süreçte bir şeylerin ters gitmesi ve babanın adlandırılamamasının olduğunu görüyoruz.  Psikozun nedenleri detaylı bir şekilde inceleniyor. Davranışlar ve dil üzerinden de açıklanıyor. Sonraki bölümde de psikotiklerin bazılarının dengeleme ve kendi dünyalarını anlamlandırma mekanizmalarından bahsediliyor. Sonra 3 ayrı bölümde 3 meşhur vaka inceleniyor. Bunlardan birisi Lacan’ın tezi olan “Aimee”. İkincisi Freud’un meşhur vakası “Kurt adam (Pankejeff)”. Sonuncusu da seri katil Doktor “Shipman”. Epey ayrıntılı incelenen bu vakalar ilgi çekici. Son bölümde de psikozla psikanalistin nasıl çalışması gerektiği klinik yöntemin nasıl olması gerektiği tartışılıyor. Fazla detaya giremedim tabi burada çok yüzeysel geçtim ama kitap bu şekilde. Tabi Lacan’ın bazı terimlerini de yine pekiştirmiş oluyorsunuz: ayna evresi, aktarım, joissance, baba-nın adı, arzu vb. 


“LACAN’I ANLAMAK” (Comprendre Lacan) – Herve Castanet, 124 s., 1. Baskı, 2017.

 Bu kitap ise dizinin 3. Kitabı olarak, Lacan’ın temel kavramlarını ayrı başlıklar halinde özetleyerek veriyor. Gerçekten çok güzel özetlenmiş, olabildiğince kısa ama özü verilmiş durumda kavramların. 13 kısa bölümlü kitapta Lacan’ı anlamak için mutlaka hâkim olmanız gereken başlıklar ise şöyle sıralanıyor: Ayna, Öteki, Özne, Baba-nın-Adı, Fallus, Nesne a, Fantezi, Kaygı, Gerçek, Joissance’lar, Öteki Joissance, Beden, Borromea Düğümü ve Odil (La Lalangue). Kısaca bahsedeyim bazılarından:

Ayna Evresi; bir davranışın ruhsal ve libidinal mekanizmasını açıklar. Altı aylıktan itibaren bebek, aynadaki görüntüsünü tanır ve bu tanımayı aydınlanma ifade eden bir mimikle gösterir. Bebeğin benliğini tanıdığı, kendisini başkasının görüşünde fark ettiği andır. Öteki (büyük öteki diye okunur), kendisinin duyan kişi ile konuşan “ben” zamirinin oluştuğu yerdir. Bilinçdışı, ötekinin söylemidir. Baba-nın-adı, simgesel yasa koyucu figürüdür. Nesne a, arzunun nesnesidir. Joissance, arzuyla haz arasındaki boşluktur…

Elbette böyle birer cümleyle bunları anlamak imkânsızdır. Kısaca bahsetmek istedim sadece.  Kitapta ayrıca müthiş çizimler mevcut. Onları da ayrı beğendim.

Türkçede Lacan’la ilgili kitapları yorumlamaya devam edeceğim. Okuduklarım var epey ve tabi okumadıklarım da. Ayrıca “Düşünbil” ve “Libido” dergilerini de takip ederek Lacan hakkında makalelerle karşılaşabilirsiniz. Lacancı Forum Türkiye Psikanaliz Derneğinin de “Simgesel” diye bir dergisi var ama bildiğim kadarıyla tek sayı yaptılar henüz.

Yorumlar

SİZİN İÇİN ÖNERİLEN DİĞER İNCELEMELER